Uber’e ise girmek icin tum gorusmeleri tamamladiktan sonra, “Mark Donner diye biri var, seninle gorusmek istiyor” diye
beni bir yere kahveye davet etmislerdi. O gun gorustuk, keyifli de bir sohbet ettik, Mark bana bir suru de sey anlatti ama
aklimda en cok yer eden sey CMU’dan doktorasi olmasi oldu (kac sene gecti hala boyle adamlari gorunce “burada ne isim var”
hissiyatina kapiliyorum).
Ise girdikten 5-6 ay sonra, Mark’in olagan aylik ziyaretlerinden birinde, “size cok kisisel bir sorum var, tahmin ederseniz
bir tane rozet vericem” diyip, okuldaki kankasinin adini sormustu. Odulu ben kazandim. Dunyadaki en anlamsiz odul ama hala
bakinca hosuma gidiyor bir yandan.